11 Temmuz 2007 Çarşamba

Alim Oğlan İle Sarhoş Oğlan
Bir babanın iki oğlu var imiş. Bu babanın birinci oğlu, vurucu kırıcı ve çok haylaz biri imiş. Babayı anayı dinlese de, hep kendi bildiğini söylermiş, kendi bildiğini yaparmış. Biraz büyüyünce, eh içki içmeye başlamış. Mahallenin en içkici ve ve en sarhoş adamı olup çıkmış.Baba bu oğluyla ne yapacağını, ne edeceğini bir türlü bilemezmiş. Gitmediği hekim, baktırmadığı hoca kalmamış. En sonunda baba büyük oğlandan umudunu kesmiş ve onu kendi haline bırakmış. Tüm umudunu küçük oğluna bağlamış. Ne olursa küçük oğlanda olur demiş ve küçük oğlunu alıp, mektebe yazdırmış.Her gün küçük oğlunun elinden tutup mektebe götürür, mektepten çıkınca da elinden tutup eve getirirmiş. Böylece aylar, sonrası yıllar gelip geçmiş. Küçük oğlan mektep medrese koymamış tümünü bitirmiş.Baba bu oğluyla iftihar edermiş. Gelene gidine bu oğlunun hünerlerini anlata anlata bitiremezmiş. Öyle bağlıymış ki küçük oğluna, oğlunun yanından hiç ayırmazmış. Günler gelmiş aylar dolmuş yıllar geçmiş. Küçük oğlan ilim ve irfan bazında gelecek en son noktaya, en son kademeye gelmiş.Baba yörenin tüm alim ve ulemalarını evine davet etmiş. Büyük ziyafetler vererek, küçük oğluna emek verenlerin gönlünü hoş eylemiş. Uzun sohbetlerden sonra, bu küçük oğlunun ne olması gerektiğini gelen alimlere ve ulemalara sormuş.Alimlerden ve ulemalardan tek yanıt gelmiş. Bu yanıt babayı olduğundan çok memnun etmiş.Alimler ve ulemalar:“Senin oğlun ilm-i irfanın en son aşamasına gelmiştir. Artık, bu dünyada yapacak ilmi kalmamıştır. Bunun gibi ilm-i irfan yapanlar kırklara karışıyor. Senin bu oğlun da kırlara karışacak. Falan ay, filan gün falan uçurumun kenarına gideceksiniz orada bekleyeceksiniz. Sabah namazı olunca orada kırkların gelip geçtiğini göreceksiniz. Kırkların gelip geçtiğini gördüğünüz an, senin oğlan kırların içine karışması için, kendini uçurumdan aşağı atacak ve böylece kırklara karışacak. Yani uçup gidecek”.Baba biraz üzgün ve tedirgin karşılasa da bu olayı, yapılması gereken en son eylem olarak görüldüğü için, eylemi gerçekleştirmek için hazırlıklara başlamış.Biz haberi sarhoş oğlandan verelim. Büyük oğlan bir yandan içmeye, devam ediyormuş, bir yandan da olup bitenleri dinleyip kendi kendine gülüyormuş. Merakla gelecek günü ve olacak olayları bekliyormuş.Gün gelmiş vakit tamam olmuş. Küçük oğlan ile babası gecenin bir vakti yola koyulmuşlar. Az gitmişler, uz gitmişler dere tepe düz gitmişler. Alimlerin ve ulemaların tarif ettiği uçurumun başına gelmişler. Oturup çıkınlarında ki azıklarından bir şeyler yemişler. Yemek ve içmek bitince, beklemeye koyulmuşlar.Biz haberi yine sarhoş olan büyük oğlandan verelim. Elinde şarap şişesi, sarhoş bir halde babasıyla küçük kardeşini takip ederek, onların arkası sıra gelip, onların peşi sıra uçurumun başında gelmiş. Babasıyla kardeşinin yanına oturarak bir yanda içmiş, bir yandan da sabahı beklemiş.Sabah namazı olunca küçük oğlan ve baba kalkıp namaz kılmışlar. Sonra da kırkların gelip geçmesini beklemeye başlamışlar.Derken, tam vakit o vakit olunca, kırkların gelmesi için, zaman ve mekan bir araya gelmiş. İşte tam bu zamanda uçarak gelip geçen kırklar belirmiş. Beliren kırklar uçurumun üstünden geçerken küçük oğlanın atlaması gerekiyormuş.Baba küçük oğluna seslenmiş:“Haydi oğul kırklar geldi geçiyor at kendini uçurumdan aşağı, karış kırlara git” demiş.Küçük oğlan, uçurumdan korktuğu için, bir türlü atlamaya cesaret edememiş.Baba bağırmış:“Oğul vakit geldi geçiyor atla, haydi atla” demiş.Küçük oğlan bir türlü cesaret edip de atlayamamış. Baba bağırmış, bağırmış ama nafile, küçük oğlan yerinde bile kıpırdamamış.Büyük oğlan oturduğu yerinden fırlamış, elinde ki şarap şişesini yere atıp, uçuruma doğru koşmaya başlamış.Bu olayı gören baba:“Yapma, etme, gitme” demiş.Büyük oğlan ne babayı ne de küçük kardeşi dinlememiş. Kendisini kaldırıp uçurumdan aşağı atmış. Büyük oğlan kırklara karışıp gitmiş.Büyük oğlan kırlara karışıp giderken küçük kardeşine de şöyle seslenmiş:“Baba sözünü tutmak gerek, ilmi ezberlemek değil, ilme inanmak gerek. Kalın sağlıcakla” demiş.

Hiç yorum yok: